Dünyanın tüm dillerinde selam vermek isterdim, ama evrensel bir "Hello" ile yetineceğim.

Hello, sevgili farklı ülkelerden meslektaşlarım!

Yavaş yavaş, bunca yıldır burada çalıştığım için şirketin "dinozorları" arasında sayılabilirim.

Borusan’a 24 yaşında katıldım. İlk aylar kolay değildi: Pozisyonum, şirketteki tüm çalışanlarla aynı anda tanışmayı gerektiriyordu. Kafamda kim nerede, ne yapıyor diye bir yapboz oluşturuyordum. Kolay değildi ama gerçekten çok ilginçti. İşe tamamen dalmıştım, evde ise o zamanlar küçük bir çocuğum ve eşim beni bekliyordu. Zamanla yıllar geçti ve bir bakmışız, oğlum yetişkin bir birey olmuş ve biz de sonunda sevdiğimiz şeyle, seyahatle ilgilenme fırsatı bulmuşuz.

Seyahatlere tüm boş zamanımı ayırmaya hazırım. Hiçbir şey dünyayı dolaşmak kadar iç dünyamı zenginleştirmiyor. Bu, vücudumun ve sinir sistemimi yeniden şarj eden en güçlü şey. Biriktirdiğim duygular, gördüğüm manzaralar, duyduğum sesler, tattığım yemekler… Hepsi bir sonraki tatili beklerken beni besliyor, hayal gücümü canlandırıyor, anılarla içimi ısıtıyor.

Dünyanın büyük havalimanlarının atmosferini çok seviyorum, sonuçta dünyanın dört bir yanından gelen gezginlerin toplandığı yerler. O özgürlük ve heyecan duygusu, rahat kıyafetler, sırt çantası, bir önceki uçuştan yıpranmış saçlar. Bakıyorum, hepimizin ne kadar farklı ama aynı zamanda da aynı olduğumuzu düşünüyorum. Seyahat; kısa ve güzel bir yaşam, alışık olduğun hayatta kendine izin vermediğin biri olabileceğin, günlük sorunlardan uzaklaşabileceğin ve denizden tuzlanmış saçlarla, yeni ve güzel olan her şeye aç gözlerle kaygısız bir gezgin olabileceğin bir zaman.

Bugün itibarıyla, Filipinler, Bali, Hong Kong, Malezya, Maldivler, Türkiye, Tunus, BAE, Katar, İspanya, Almanya, Tayland, Gürcistan, Mısır, Rusya, Kırgızistan gibi yerleri gezme şansımız oldu. Burada Tayland’da sayısız kez bulunduğumuzu belirtmeliyim. Ruhum Tayland’da evindeymiş gibi hissediyor. Tayland’a ayak bastığım anda kendimi dünyanın en özgür ve mutlu insanı gibi hissediyorum. Bu yüzden de fırsat buldukça tekrar tekrar geri geliyoruz.

Beni yukarıda belirtilen herhangi bir yere düşünsel olarak götürürseniz, Krasnaya Polyana'daki yürüyüşleri net bir şekilde hatırlayabilirim: göz hizasında asılı duran bulutlar, parlak renkli Ekim ağaçları, Lavanda adlı sevimli yürüyüş yolu, soğuk ve hırçın nehir, sıcak ve aromatik glühwein. Ya da hadi küçük bir Filipin adası olan Boracay’a geçelim ve en sıcak havada soğuk ince kumda koşarak kristal berraklığındaki denize girelim. Gün batımları o kadar parlak ve unutulmaz ki, Maldivler ile yarışır seviyede. Bir sefer Doha’da gece bir gökdelenin helikopter pistine çıkma şansım oldu, pistte korkuluk yoktu. Kendimi dünyanın zirvesinde hissettiğim, etrafımdaki manzaradan nefes almayı unuttuğum bir andı.

Dünya o kadar güzel ve çok yönlü ki. Beğenmediğimiz, tekrar gitmeyeceğimiz hiçbir yer olmadı. Her yer güzel, ama ev her zaman en güzeli...

Seyahat edin arkadaşlar, duygular paha biçilemez.

 

Galina Noyerenchuk

Galina, 2008 yılında Borusan Cat Kazakistan'a Seyahat Acentesi olarak katıldı ve şu anda İdari İşler Müdürü olarak çalışıyor. 16 yıllık çalışma süresi boyunca, Galina kendini sorumluluk sahibi, dürüst, yardımsever ve nazik biri olarak gösterdi. Aynı zamanda kendi alanında tam bir profesyonel. Şirket hayatında her zaman aktif bir rol alır ve etkinliklerde güzel sesiyle performans sergiler.

Galina'nın hobileri arasında seyahat etmek, yemek yapmak, şarkı söylemek ve hayvanlara yardım etmek bulunuyor.

SON EKLENENLER
Bir Telefonla 24.000 Ağacı Kurtarmak Mümkün mü?
Değer Kutusu
Hayatın Her Anında Farkındalığı Artıran Yaşam Pratiği: Mindfulness
Değer Kutusu
Kazakistan’da Madencilik Endüstrisi ve Borusan Cat
Değer Kutusu