İyilik İçin Birlikte Çalışan Renkli Ellerin Hikayesi
01 Şubat 2024

İyilik İçin Birlikte Çalışan Renkli Ellerin Hikayesi

Maltepe’de bulunan Tomurcuk Kooperatifi’nde boya işlerine yardımcı olmak için Borusan Cat Okyanus Gönüllüleri ekibi olarak yola çıkıyoruz. İnsan Kaynakları, Satış, Bilgi Teknolojileri, Satın Alma, Garanti ve Teknik İletişim gibi çok farklı departmanlardan çalışma arkadaşlarımın bu çalışmaya dahil olduğunu görmek hem beni şaşırtıyor hem de çok mutlu ediyor. Aynı zamanda bu kadar yıldır aynı şirkette çalıştığım ancak yüz yüze hiç tanışmamış olduğum çalışma arkadaşlarımla birebir tanışma fırsatı yakalamış olduğum için de çok seviniyorum.

İtiraf etmeliyim ki Alper Ulu ile sonunda tanışabildiğimize ayrıca mutlu oldum çünkü kendisi ile iş e-mail adresimiz çok benzediği için kendisine gelen bir sürü mail yanlışlıkla bana gönderiliyor veya akraba olduğumuz sanılıyordu. Bunun üzerine hiç muhabbet edememek bize yakışmıyordu. 😊

Şimdi lütfen bana katılın, size “Renkli Eller”i anlatmak istiyorum.
Daha kapıdan ilk girdiğimizde sağ duvarda dev bir nazar boncuğu bizi karşılıyor… Gerçekten doğru yerde miyiz?


Bununla da kalmıyor. Biraz daha ilerde rüzgarla beraber ağaç dallarında da nazar boncukları sallanıyor. Yasemin Hanım ve çalışma arkadaşlarımın bazılarını görünce doğru yere geldiğimizi anlıyorum ancak şaşkınlığım devam ediyor. Yasemin Hanım’ın güler yüzü eşliğinde masada hep birlikte çayımızı yudumlarken el emeği nazar boncuğu taşları da bizim gibi masanın etrafında toplanıyor. Sanırım bu çalışmaya adını veren “Renkli Eller”in ne demek olduğunu artık anlıyorum.

Çok ilginçtir ki ben o güne kadar daha önce hiç boya yapmamıştım, çok heyecanlıydım, çünkü bu iş ustalık gerektiriyor! Benim gibi hiç boya yapmamış çalışma arkadaşlarım olduğu gibi taşınma sırasında boyacılığı tecrübe etmiş birkaç çalışma arkadaşım da bulunuyordu. Hepimiz kendi tecrübemizi paylaştıktan sonra bir sonuçta karar kıldık: “Biz bu işin altından kalkarız!” 

İlk yapmamız gereken şey odaları boyamaya hazır hale getirmek için eşyaları paketlemek oluyor. Hepimiz Cat şapkalarımızı ve beyaz tulumlarımızı giyiyoruz, işte şimdi hazırız, bir o kadar da şık görünüyoruz! Kendimizi bir yandan Hayalet Avcıları gibi de hissediyoruz, bir hayalet çıksa bile işimizin başında olacağımıza eminiz. Bununla birlikte ekip ruhumuzun da bir yansıması olacak ki gün sonuna kadar ne kadar sıcak olursa olsun kimse üzerinden bu tulumu çıkarmıyor. 😊

Odalara çıktığımızda daha önce ev taşıma, taşınma tecrübesi olan çalışma arkadaşlarımın yönlendirmesi ile el emeği çalışmaları toplamaya başlıyoruz. Gizem yakın zamanda taşındığı için idmanlı, bize o öncülük ediyor. Öyle bir ortam ki hepimiz bir odadan diğer odaya koşturuyoruz, nerede yardıma ihtiyaç var ise orada oluyoruz. Toplama işlerimiz bittikten sonra sıra boyaya geliyor.

Toplarken o kadar tatlı ve içimi ısıtan, bir o kadar da etkilendiğim çalışmalar gördüm ki sizlerin de görmesini çok isterdim… Bu çalışmalar bana hayal gücünün gerçekten sınırsız olduğunu ve çok güzel yeteneklere sahip olduğumuzu düşündürüyor; insanın içi ısınıyor, yüzünüzde tatlı bir tebessüm oluşuyor. Kardan Adam’a baktıkça hala o atkının kime ait olduğunu düşünüyorum. Kim bilir daha önce kim takmıştı, atkı eski sahibiyle birlikte nerelere gitmişti, günün sonunda eski sahibinin anılarıyla kardan adamın boynuna nasıl gelmişti? Çok ilginç, boya yapmaya gelmişken neler düşünmeye başlıyoruz! Bana ödüllü bir animasyon olan Umbrella’daki sarı şemsiyenin hikayesini hatırlatıyor ve duygulanıyorum…

Yazıma devam etmeden önce, bu güzel animasyonu izlemeyi ve tadını çıkarmayı herkese öneriyorum: https://www.youtube.com/watch?v=ki9KMepMztw

Ustalarla beraber boya yapmaya başlıyoruz. Aramızda bu kadar yetenekli boyacılar olduğunu hiç bilmezdim, inanın hiç unutmayacağım kadar güzel sahneler yaşıyorum. Bu çalışma bilmediğimiz yeteneklerimizi, potansiyelimizi keşfetme ve ilham alma fırsatı değil de nedir? Bazı yerlere alçı, sıva işleri de yapmak gerekiyordu. Naci Abi ve Ecem, kırk yıllık boyacı gibi ustaca çalışmaya başlıyorlar. Aramızda ne cevherler var değil mi?😊 Alper Abi ve Onur o kadar hızlı ve teknik boyuyor ki ben hızlarına yetişemiyorum. Boya konusunda yardıma ihtiyacı olanlara itina ile duyurulur!

Banu Hanım liderlik hünerlerini sergiliyor, işlerin en pratik şekilde nasıl yapılacağını analiz edip bizleri yönlendiriyor. O kadar işimiz arasında fotoğraflar için link oluşturuyor, bizleri fotoğrafları yüklememiz için teşvik ediyor. Bu yazdıklarımı, henüz söylememiş olduğum çalışma arkadaşlarıma en kısa zamanda yüz yüze söylemek istiyorum. Birbirimizi takdir etmek ve teşekkür etmek çok kıymetli! Yine samimi bir farkındalık daha ediniyorum…


Çiğdem bizi yönlendiriyor, molalarımızda haber veriyor ve düzeltmemiz gereken yerlere hemen yetişiyor. Görev dağılımı bile yapmamıştık oysaki, her şey spontane gelişmiş ve tamamen doğal inisiyatifler almıştık. Herkes bir işten diğerine koşturuyor, yeni görevler alıyor, ben bilmiyorum demeden elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor ve işine istikrarla devam ediyor. Adeta, “Ekibime güvenirim!” sloganının canlı bir örneği olarak verimli bir şekilde ilerliyoruz. Gül gerçekten çok hamarat, elinden her iş geldiğine şahit oluyoruz. Aklıma o an, stratejik inisiyatiflerimizin Ofiste ekip arkadaşlarınızdan biri aniden çok becerikli bir terziye dönüşseydi, nasıl olurdu?” videosunun boyacı versiyonu geliyor. Ofis arkadaşlarınızdan biri aniden gözünüzün önünde farklı hünerlerini sergilediğinde siz de şaşırmayın😊

Boya yapmanın bu kadar keyifli olabileceğini kim tahmin edebilirdi?

İşimizi o kadar ciddiye almış olacağız ki bazı çalışma arkadaşlarımın yüzüne boya bulaşıyor ve farkında olmadan boyamaya devam ediyorlar! Boyamaya devam ederken usta abilerden biri yanlış yapıyorum diye beni uyarıyor. Hemen abinin yanına gidip işin püf noktalarını yılların tecrübesinden duymaya çalışıyorum. O bizi yönlendiriyor, biz de yerleri bantlıyor sonra da boyuyoruz. Boya devam edip ikinci kata geldiğimizde ortaya çıkan manzarada el emeğimizi görüyor ve birlikte başarma duygusunu doyasıya yaşıyoruz.

Öğle arasına geldiğimizde Yasemin Hanımlar Down Café’de bize öğle yemeği ikram ediyor. Down Cafe'yi ilk kez duyuyordum ve yeni bir şey daha öğrenmiştim! Down Café’nin sıcacık, samimi, huzur veren atmosferine bayıldım! O gün yediğimiz vişneli kekin tadı ise hala damağımda…

Yasemin Hanım ile öğle arasında sohbet ederken öğrendim ki Tomurcuk Kooperatifi zihinsel engelli çocuk sahibi genç anneler tarafından kurulmuş. Eğitimlerini tamamlamış ve 18 yaş üzerindeki gençlerimizin yanı sıra okula devam eden çocuklarımızın da bireysel ve grup destek eğitimi alabildiği bu merkezde perküsyon, dans, ebru, seramik, el sanatları, tekstil baskı ve uygulamalı mutfak atölyeleri bulunuyormuş. Tüm bu el emeği göz nuru çalışmalar bu eğitimlerin güzel bir sonucuymuş. Bir parçası olduğum için gurur duyuyorum. Nazar değmesin 😊

Down Café’nin çıkışında taze nazar boncuklarına rastlıyoruz. Yasemin Hanım hikayelerini anlatıyor. Çiğdem eve gidince hemen deneyeceğini söylüyor ve sözünü tutup deniyor! Aşağıdaki görselde sol tarafta rastladığımız taze nazar boncuklarını, sağ tarafta ise Çiğdem’den paylaşmak için izin aldığım el emeği nazar boncuklarını görebilirsiniz.

Gökhan Usta bana göre bu işin zirvesindeydi, o ne yaparsa onu yapmaya çalışıyorum. Naim Abi idari işler şapkasını burada da gösteriyor. Herkes resmen tüm ciddiyeti ile sanatını sergiliyor. Öyle bir ortam ki sizi çepeçevre sarıyor. Sanki o gün Tomurcuk Kooperatifi’ne boya yapmaya gitmemişiz gibi ortaya koyduğumuz telaşımız, ciddiyetimiz, koşuşturmamız göz kamaştırıyor, kesinlikle görülmeye değer anlar yaratıyor.

Gün bittiğinde bir ekip fotoğrafı çekelim istiyoruz. Çiğdem günün anısına nazar boncuğunu eline alıyor ve bu samimi fotoğraf ortaya çıkıyor. Ben bu 360 derecelik fotoğrafa “Birlikte” adını vermek istedim, birlikte isteyince yapamayacağımız hiçbir şey olmadığını bana hep hatırlatacak…

O gün kendimi hiç yorulmamış hissediyorum, ta ki eve gelene kadar... Bütün gün durmadan çalışmamıza rağmen mutluluğumuzu hep koruyoruz, yüzümüz hep gülüyor. O gün yeniden keşfettim ki mutluluk gerçekten paylaştıkça çoğalıyor. 

Tomurcuk Kooperatifi’nden tatlı bir teşekkür videosu gelince anladım ki aslında o gün gördüğümüz her nazar boncuğu, o videodaki arkadaşlarımızı temsil ediyor. Nazar boncuğundaki gözler onlar ve biz nazar boncuklarına baktıkça aslında onlar da bize bakıyor. Demek ki bu yüzden “Renkli Eller” bu kadar ruhumuza dokunuyor ve bize ilham veriyor!
https://youtube.com/shorts/A_Px4XIDeqI?feature=share

Okyanus Gönüllüleri harika işler çıkarıyor. Yalnızca bir gün içerisinde çalışma arkadaşlarınızdaki cevherleri canlı görmek, ilham almak, ekip ruhunu hissetmek, bir başkasının hayatına ufak da olsa dokunabilmenin duygusunu yaşayabilmek isterseniz size de Okyanus Gönüllüleri’nin kapısını çalmanızı öneriyorum. O gün yaşadığım duyguları bir şişeye koyup satabilseydim yok satacağına yemin edebilirim. 😊

Renkli Eller; herkesin yetenekleriyle farklı renklerde eklemeler yaparak ortaya güzel bir resim çıkardığı ve hayatıma yeni renkler, unutulmaz anılar ve farkındalık katan samimiyetle dolu bir deneyim.

Teşekkürler Borusan Cat, Okyanus Gönüllüleri ve Tomurcuk Kooperatifi!
Yeni çalışmalara katılmayı iple çekiyorum!

Aycan Ulu

6 yıldır Borusan ailesinin bir parçası olarak, doğuştan bir Borusan’lı gibi hissediyorum. Atölye Mühendisliği ile başlayan yolcuğuma Global Satın Alma Uzmanı olarak devam ediyorum. Gandhi’nin “Dünyayı değiştirmek istiyorsan, ilk önce kendinden başla.” mottosunu felsefe edindiğimden beri hayatımda çok şey değişti. Spinning aşığıyım, Borusan Atletizm Kulübü ile koşuyorum, kısa hikayeler yazıyorum. Teknoloji, tarih, bilim, siyaset üzerine yazılanları okumak bana keyif veriyor. Benim için ne yaptığımızdan daha çok nasıl hatırlandığımız, nasıl iz bıraktığımız öncelikli geliyor. Hayat amacımı tek cümle ile özetlersem dünyaya olumlu ve kalıcı bir miras bırakabilen, ilham veren iyi bir insan olmak diyebilirim. Kelebek etkisinin gücüne inanırım, başkalarının hayatlarına dokunabilmek de yaşam felsefemin yadsınamaz bir parçası olarak yer alıyor.