Hayallerime Yürümek: Likya Yolu - Bölüm 2
22 Haziran 2022

Hayallerime Yürümek: Likya Yolu - Bölüm 2

1.Etap Deneyimimden Notlar, Bölüm 2

15 Ekim Alınca – Ge Köyü – Bel Köyü 15 KM

“Sadece güneşli günlerde yürürseniz hedefinize asla varamazsınız” Paulo Coelho

Alınca’da kahvaltı ve sabah sporunun ardından yola çıktık. Bugünkü rotanın en büyük zorluğu neredeyse tamamında iniş yapacak olmamızdı. Kayalık ve uçurum kısımlardan da geçeceğimiz için güvenlik en önemli önceliğimizdi. Şansımıza, yola çıkar çıkmaz inceden bir de yağmur başladı ancak dikkatli bir iniş ardından öğle yemeğini yiyeceğimiz Ge Köyü’ne geldik. Aklımda kalan en komik an, buranın bir dağ zirvesi olması ve oturduğumuz yerel restoranın adının “Ge 7” olmasıydı. Öğle yemeği ardından yine zorlu iniş ve çıkışlar sonunda Bel Köyü’ne geldik. Köyde telefonun ve internetin olmaması iletişim açısından zorlasa da aslında ekip olarak birbirimizi daha iyi tanımamız için çok güzel de bir fırsat oldu. Oynadığımız “Vampir ve Köylü” oyununu da maceranın sonuna kadar konuştuk.

16 Ekim Bel Köyü – Karadere Park Orman Patara 12 KM

Artık rotamızın son 2 gününe gelmiştik. Ne kadar yorucu ve zorlu olsa da keyfim çok yerindeydi ve rotada sona yaklaşmış olmanın verdiği bir burukluk da vardı üzerimde. Bel Köyü’nden çıktıktan sonra bizi 12km’lik yarım günlük bir yürüyüş bekliyordu. Ardından kamp kuracak ve denizin tadını çıkaracaktık. Yürüyüşe alışmıştık artık. Önceki günlere oranla daha rahat bir parkuru da tamamlayarak, öğleden sonra kamp yerimize geldik. Dört gün önce tanımadığımız insanlardan ayrılacak olmanın hüznü çöktü o an hepimize. Hepimiz birbirimize beklediğimizden daha çok alışmıştık bu süreçte. Aynı yeni bir işe başladığınızda etrafınızdaki herkesin bir yabancı olması ve günden güne bazılarının arkadaş bazılarının ise aile olması gibi.

Dalgalı olmasına rağmen Akdeniz’in güzel suyunda inatla yüzdük. Ardından da kamp ateşi yandı. Burada yaşayabileceğimiz belki de en değişik deneyimlerden birisini yaşadık. Ateş başında herkes sırayla yaşadığı bir değişimi anlattı. O ana kadar fark etmemiştik ama aslında hiçbirimiz rotaya başladığı ile aynı kişi değildi. “Yol insanı değiştirir, geliştirir” derlerdi. Ben o gün orada, bu sözün gerçek olduğunu bir kere daha anladım. Keşke bir de yağmur şiddetlenmemiş olsaydı…

17 Ekim Letoon ve Xanthos Antik Kent Gezisi 5 KM

Ertesi gün öğrendiğimiz kadarıyla aslında o gün için yürüyüş planlanmıyordu. Günün konusu Letoon ve Xanthos antik kentleriydi.

Her iki antik kenti de Letoon antik kentindeki kazıdan sorumlu bir öğretim görevlisi ile gezebilmiş olmamız gerçekten bizler için büyük bir şans oldu. Kazı sonrası nasıl bir kentin bizi bekleyeceği bilgisine kadar alabildik. Önümüzdeki yıllarda bölgenin çehresinin, olumlu yönde fazlasıyla değişeceğinin müjdesini şimdiden sizlere verebilirim. Belki bu güzel yerleri gelip görmek için bir bahane olur size de.

17 Ekim Eve Dönüş

Öğleden sonra şehirdeki hayatlarımıza dönmek için hazırlıklarımızı yapmak üzere Fethiye’ye geri geldik.  Ayrılık anı gerçekten buruktu. Hem liderimizle hem bize her aşamada destek olan yardımcı ekip ile hem de yoldaşlık ettiğimiz insanlarla gerçekten bir aile gibi olmuştuk. İlk zamanlar sadece iş arkadaşı ya da aynı hobiyi paylaşan insanlarken bu serüven bana Borusan Cat ailesinin ne kadar büyük ve geniş olduğunu bir kere daha gösterdi. Herkesi kucaklayan ve en önemlisi, birlikte olduğumuz her andan keyif almayı bilen kocaman bir aileydik.

Ardından bize kalan onlarca anı, eşsiz güzellikte manzaralar, dostluklar, tozlu botlar, çamurlu batonlar ve kas yorgunlukları oldu. Bu yorgunluklar, hiçbirimizin şikayet etmediği, aksine gülümseyerek hatırladığı zamanlar olarak anı defterlerimize geçti. Kendi rutinlerimize geri dönmek için ayrılırken, 6 Nisan 2022’de Kalkan-Kaş etabında buluşmak sözleştik.  

Yola tutkuyla bağlı olanlara bazı notlar:

  • Hiking, Trekking, Bilimsel Keşif Yürüyüşleri, tırmanış, alpinizm ve kampçılık; dağcılık disiplininin alt dallarıdır. Bu faaliyetlerin tamamını tam anlamıyla bir parçası olmadığımız doğa ile uyum halinde hayatta kalabilmek ve kendi sınırlarımızı keşfetmek için yaparız. Bu sebeple geldiğimiz doğaya ait olmayan hiçbir şeyi burada bırakmamamız gerçekten çok önemli. Doğal gibi görünen atıkların bile endemik bitkilere zarar verebileceğini kesinlikle unutmayalım.

  • “İnsan, en büyük yolculuğu her zaman kendi benliğine doğru yapar” derler. Gerçekten de bir doğa etkinliğinden sonra o rotaya başlayan kişi ile aynı kişi olunmuyormuş. Kendi sınırlarınızı ne kadar zorlar (tabii ki sağlığınızı ve güvenliğinizi de düşünerek), konfor alanınızı ne kadar daraltırsanız o kadar fazla gelişip güçleniyormuşsunuz meğer. Bu deneyimi yaşamak, bütün bu izlenimleri kendim keşfetmek benim için hazzı ve tarifi çok zor bir deneyim oldu.

Hoşçakalın. Doğada kalın ve ardınızda ayak iziniz dışında lütfen hiçbir iz bırakmayın. Siz de yollara tutkuyla bağlı olanlardansanız dilediğiniz soruyu her zaman bana sorabilir, merak ettiklerinize birlikte yanıt arayabiliriz.

Sevgilerimle

 

Hayallerime Yürümek: Likya Yolu - Bölüm 1 için tıklayın

Emrah Gürel
Yazar

10 yıldır Borusan Cat Ankara’da PSSR olarak çalışıyor. Aynı zamanda sertifikalı dağcı ve aşçı yardımcısı. Amatör topraksız tarımcı. Basketbol ve bilardo oynuyor ve doğa yürüyüşü yapıyor. Çiçeği burnunda tırmanış sporcusu. Doğa ve hayvan sever bir kampçı, kendini doğanın içinde ve bir parçası olarak görmekten mutluluk duyuyor. Evli ve iki kediye de ev sahipliği yapıyor.