Hayallerime Yürümek: Likya Yolu - Bölüm 1
17 Mart 2022

Hayallerime Yürümek: Likya Yolu - Bölüm 1

1.Etap Deneyimimden Notlar

Seyahatin önündeki tek engel kapının eşiğidir.” (Boşnak Atasözü)

Anne ve babamın ilkokul öğretmeni olması sebebiyle çocukluğum boyunca Anadolu’da farklı bölgelerde birçok köyde bulunma şansım oldu. Kaldığımız çoğu köyde ilk birkaç yıl elektrik dahi olmazdı. Buralarda tek eğlencemiz ailecek yaptığımız uzun yürüyüşler olurdu. Toroslar’da başlayan bu heves, Küre Dağları’nın ardından Ankara’da yürüyüş grupları ile devam etti. 2019 yılında artık daha uzun rotaları yürümenin zamanı geldiğini hissettim. Planlar yapmaya başladığımda beni ilk çeken ailevi bağlar nedeniyle Likya Yolu oldu. Anne tarafımın da bu bölgede yaşıyor olması sebebiyle; her yaz tatilimi geçirdiğim, her bir köşesi anılarımla dolu olan Fethiye’den yola çıkacak olmak gerçekten heyecan vericiydi. Bir yıllık zorunlu bir ertelemenin ardından 2021 yılında bu yıl başlamazsam hiç başlayamayacağımı hissettim. Artık bir an önce yola çıkmam gerekiyordu.    

Eğer daha önce Fethiye tarafına tatil için yolunuz düştüyse buralarda ilçelerin, beldelerin, köylerin ve plajların adından da çok karşılaştığınız tek bir kelime vardır: Likya” (Işık Ülkesi).

Başlamadan önce öncelikle biraz rotadan bahsetmeliyim sanıyorum.

Likya Yolu; Fethiye Hisarönü’nde başlayıp, Geyikbayırı’nda son bulan, tarihte ilk MS.43 yıllarında Roma kaynaklarında adı geçen bir ticaret yolu. 1999 yılında kaşif Kate Clow tarafından açılmış, 33 durak noktası var ve uzunluğu 535 km. Türkiye’de keşfedilen ilk yürüyüş rotası. CNN Travel tarafından seçilen ‘Dünyanın En Güzel 20 Yürüyüş Rotası’ndan da birisi... Karia Yolu, Frig Yolu, St.Paul Yolu, Efeler Yolu ve Troia yolu gibi çevre parkurlara oranla en keyifli ve rahat yürünecek rotalardan ilki.

Başlangıçtaki fikrim bu maceraya tek başına atılmaktı. Ancak biraz kaynak araştırması biraz da tecrübeleri dinledikten sonra deneyim kazanana dek tecrübeli bir ekiple gitmenin daha güvenli olacağı fikri ağır bastı Uzun süren araştırmalar ardından iyi ki karşılaşmışım dediğim gezgin ve deneyimli bir rehber olan Ali Ulucan ve Artemis Outdoor ile tanıştık. 

 

Tanışma: 12 Ekim Ankara- Fethiye

Eylül ayında yaptığım başvuru sonunda Ekim ayında tura başlayacağımız tarih netleşti. 12 Ekim sabahı büyük bir heyecanla Ankara’dan eşimle birlikte arabamızla yola çıktık. Fethiye bizi korkunç bir yağmur ile karşıladı. Grup için oluşturulan Whatsapp grubu içerisinde hiç tanımadığımız numaralardan gelen yağmur videoları içimizi kararttı. Ama ailemin yanında biraz dinlendikten sonra buluşma noktamız olan otele varmadan neyse ki yağmurdan eser kalmadı.

Akşam yemeğini Ankara’dan, İstanbul’dan ve İzmir’den gelen sonradan dostum demekten gurur duyduğum birkaç saatlik yabancılarla yedik. Yemek sırasında rehberimizin anlatımlarından muhtemelen her birimiz korktuk ertesi gün karşılaşacaklarımızdan. Gerçekten uğraşsanız doktorundan muhabirine mühendisinden avukatına, satış danışmanına kadar birbirinden bu kadar farklı ve bir o kadar uyumlu bir 16 kişi toplayabilirdiniz. Hepimizde ilk iş gününde tanışıp, birlikte çalışacağın insanları sevmiş gibi bir mutluluk ve huzur vardı. 

İlk Adım: 13 Ekim Hisarönü – Faralya Köyü 18km

Aklımızda onlarca kaygı ile kamp malzemeleri ve kıyafetlerin bulunduğu çantaları destek ekibimizdeki arkadaşlarımıza bırakıp batonlar elimizde ordu misali başladık 63 km sürecek maceramıza. Bulutlu hava zamanla yerini serin ama güneşli bir sonbahar gününe bıraktı. İlk fotoğraf molamızı yürüyüş liderimiz Ali’nin tanımıyla ‘yanınızda sizinle manzarayı izleyen kişinin niteliğine göre adı değişen’ Montana/ Aşıklar Seyir Tepesi’nde verdik.

Deniz seviyesinde başlayan yolculuğumuz Baba Dağı’nın alt kısmında 800 metrelere çıksa da Faralya Köyü’nde kamp alanına geldiğimizde sadece 300 metre kadar yüksekteydik ve Kelebekler Vadisi olanca güzelliği ile ayaklarımızın altındaydı… Çadırları kurup nihayet oturunca gerekli antrenmanları yapmadığımız için hayli pişman olduk ama yorgunluk ve çaresizlik önce gün batımı, ardından kamp ateşi ile eridi gitti. Biraz ön hazırlığını yeteri kadar yapmadığın ama mühim bir işi sorunsuz halletmiş hissi gibi.

En Zorlu Etap: 14 Ekim Faralya – Kabak Koyu – Alınca 13km

14 Ekim rotadaki parkurlar arasında hepimizi en çok zorlayan etaptı diyebilirim. Önce 400 metrelere kadar tırmanıp ardından dik bir inişle Kabak Koyu’na inecek ve 0 metreden 875 metreye tırmanacaktık. Faralya’dan Kabak Koyu’nun ilk manzaraları belirmeye başlayınca ise mavi hayallere daldık.

Bir ara liderimizin öğle yemeği yiyeceğimiz noktaya 250 metre kaldığı bilgisi ile uyandık. Ama hiçbirimiz o 250 metrenin 45 dakika süreceğini hesaba katmamıştı. Öğle yemeği ardından işin zor kısmını atlattığımızı düşünüp huzurla bir güzel yüzdük.

Sonra Alınca’ya doğru tırmanış başladı. Ormanın içinden ilerledikçe şen şakrak giden yolculukta sesler giderek azalmaya başladı, bir ara sadece ormandaki ayak seslerini duyduğumu hatırlıyorum. İşte burası diye tırmandığımız her bir tepenin ardından daha yüksek başka bir tepenin çıktı karşımıza.

Ne kadar yürürsen yürü; arkanda bıraktığın yol kadar güçlü ve henüz yürümediğin yol kadar zayıfsın.” Boris Vian

Son 1 saat kala, güç veren iki şeyin etrafta gördüğümüz dağ keçileri ve kalacağımız Bungalov olduğunu hatırlıyorum. Dinlenebilecek olmanın hayali ile tırmandık son adımları. Yaşanan zorluğa rağmen grup içerisinde ne şikayet eden vardı ne de mutsuz olan. Baştan sona tüm gücünü birbirinden alan bir ekip ile durmadan devam edebildik. En son kahkahalar arasında Alınca’ya ulaştık. Dört saatlik bir tırmanış ardından harika bir manzara karşımızdaydı.

Akşam yemeği ardından aynı masalarda saatlerce birbirimizin hikayeleri ile günü bitirdik.

 

Hayallerime Yürümek: Likya Yolu - Bölüm 2 için tıklayın

Emrah Gürel
Yazar

10 yıldır Borusan Cat Ankara’da PSSR olarak çalışıyor. Aynı zamanda sertifikalı dağcı ve aşçı yardımcısı. Amatör topraksız tarımcı. Basketbol ve bilardo oynuyor ve doğa yürüyüşü yapıyor. Çiçeği burnunda tırmanış sporcusu. Doğa ve hayvan sever bir kampçı, kendini doğanın içinde ve bir parçası olarak görmekten mutluluk duyuyor. Evli ve iki kediye de ev sahipliği yapıyor.