Çocukluğumdan beri amatör denizcilik, su sporları ve amatör balıkçılık benim için tutkuyu ifade ediyor.
Deniz sevgisine dair anılarım geçmişten gelen bir miras; büyükbabam, ben doğduğumda “Balık arkadaşım geldi.” demiş ve bana görünmez bir yol haritası çizmiş. Bu sözleri, ben farkında bile olmadan bir deniz feneri gibi bana yol gösteriyor. Ailem ve arkadaşlarımla devam ettiğim bu mavi yolculukta büyükbabamın deniz sevgisini bana aşılaması benim için kıymetini hâlâ koruyor.
Küçük bir çocukken, denizin günle birlikte nasıl canlandığına, geceleri de yakamozların büyülü ışıltılarına şahit olduğumu hatırlıyorum. ‘Küçük bir çocuk’ derken henüz üç yaşında olduğumu belirtmek istiyorum. Bunun küçük bir çocuk için ne büyük bir zenginlik olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum. Bu yaşanmışlıklar benim için en özel hatıraların başında geliyor.
Denizin mavi enginliği, gökyüzünün her gün farklı renklere bürünmesi, rüzgarın esintisi ve balıkçılığın heyecanı benim için sadece bir hobi değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı anlamına geliyor.
Deniz benim için vazgeçilmesi zor bir keyif. Güneş henüz doğmadan yola koyulmak, bilinmezin çekiciliği, her aksiliği keyifle aşmak apayrı bir duygu, birinin bu zevki tattıktan sonra bırakmasını mümkün görmüyorum. Deniz, hayatımın her döneminde beni bambaşka maceralara sürüklemeye devam ediyor. Bolca heyecan, huzur ve mutluluk biriktirirken, balıkçılık bir yandan da sabretmeyi öğretiyor.
Deniz ve balıkçılık aynı zamanda doğayla iç içe olma fırsatı sunuyor. Belki de geri alınamayan en büyük değer zaman, ve ben bu zamanı denizle mümkün olduğunca iç içe olarak değerlendirmeye çalışıyorum. Denizin sessizliği, dalgaların verdiği huzur ve balıkçılığın kendine has ritmi benim için şehir yaşamının karmaşasından kaçışı temsil ediyor. Olta başına geçmek dikkatimi anın güzelliğine odaklıyor ve kentin gürültüsünün yerine suyun mucizevi müziğini kulaklarıma getiriyor.
Yıllarca denizin bu büyülü dünyasında vakit geçirdikten sonra bu yaz hayalini kurduğum balığa ulaşmanın sevincini sizinle de paylaşmak istiyorum! Balığa çıkarken denizde beni bekleyen bir mucize olacağını tahmin etmiyordum. Sabah 8 sularıydı, deniz sakindi, az sonra bir mücadelenin başlayacağına dair hiçbir gösterge yoktu ama oltan sudaysa her zaman bir ihtimal var :) Misinanın son sürat ellerimin arasından gitmesiyle derin sessizlik yerini heyecan dolu dakikalara bırakıyordu. Oltama takılan devle 1 saatlik mücadelenin ardından tekneye 80 kiloluk orkinosu çıkarmayı başarmıştım. Hayatımın en büyük balığını yakalamanın heyecanı, mücadeleden ve zorluktan aldığım keyif gerçekten tarif edilemez bir duygu olarak aklıma kazındı. Yakaladığım bu muhteşem hayvan bana azmin gücünü ve sabretmenin önemini bir kez daha hatırlatıyor.
Keyifli zamanlar geçirebilmemin en büyük sırrını, yol göstericilerimin bana balıkçılık ahlakını çok iyi öğretmesi olarak görüyorum. Aldığınız keyif; size birçok nimet sunan denize, çevreye ve doğaya gösterdiğiniz saygı ile birlikte kendi sağduyunuz ve vicdanınızla orantılı oluyor. Denizde geçirdiğim süreler boyunca yakaladığım her balığın tanımlanan limitler dahilinde olup olmadığına dikkat ediyorum. Av yasağı dönemleri ve nesli tükenmekte olan türlerin geri salınması, en çok dikkat ettiğim konuların başında geliyor. Doğanın bu güzelliklerinin tadını çıkarırken bir yandan da bu narin ekosistemi insan müdahalesi sonucu kaybetmemek arasındaki dengeyi bulmak görevini hepimiz üstleniyoruz.
Sabrın, mücadelenin ve başarıya ulaşmanın verdiği keyifle gökyüzü ve yeryüzünün, özellikle de denizin mucizelerine tanıklık etme şansınız olmasını diliyorum. En önemlisi de içinizdeki deniz tutkusunun hiç eksik olmamasını istiyorum.
Rastgele!
Cevat 6 yıldır Borusan Cat ailesinin bir parçası; İstanbul Havalimanı şantiyesinde Servis Mühendisi ve takibinde CRC Atölye Mühendisi olarak yer aldıktan sonra, şu anda CRC Planlama Mühendisi olarak kariyerine devam ediyor. Borusan Spor Kulübü‘nde Tenis Takımı Menajerliği rolü de bulunan Cevat, tenisin kendisi için en keyifli sporlardan biri olduğunu ve bu sporun kendisine birçok kıymetli arkadaşlık kazandırdığını söylüyor. Farklı yerler keşfetmekten ve doğayla iç içe olmaktan çok keyif alıyor, fırsat buldukça arkadaşları ile birlikte kamp organizasyonları düzenliyor. Aynı zamanda balık tutkusunu ofise de taşıyan Cevat, Gebze CRC‘deki ofise küçük bir akvaryum kurulmasına vesile olarak bu renkli dünyayı çalışma arkadaşları ve revizyon merkezi ziyaretçileri ile paylaşıyor.