Herkes çocukken birtakım hayaller kuruyor. Ben de hayallerimde hep pilot oluyordum. Uçmak, gökyüzündeki kuşlar gibi hür ve özgür olmak… Bu tutkuyla, kendimi 1998 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi’nin Havacılık Kulübü’nde buldum. Kurucuları arasında yer aldım, eğitimlerimi tamamladım ve yıllar sonra bir yavru kuşun evinden ayrılması gibi gökyüzüne kanat açtım. Bununla da kalmadım, Manisa’da birçok kulübün kuruluş sürecinde bulundum. İzmir-Ödemiş/Bozdağ’da üç yıl üst üste 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayram’ında “Yamaç Paraşütü Yarışması” organize ederek bu spora ve sporculara katkıda bulunmaktan da gurur duyuyorum.
Her uçuş birbirinden farklı olduğu için her birinin hikayesi ayrı yazılıyor. Bu spordaki tutku da buradan geliyor. Bir tepeden hiçbir hava aracı yardımı olmadan uçarak seyrüsefer yapmak, kuşların termik dönerek bulut tabanına çıkması gibi kanatlarımızı açarak yukarı doğru yükselmek, bulutların altından uçtuğunuz coğrafyaları görmek, bambaşka bir yere inmek, oradaki insanlarla tanışmak ve sofralarına misafir olmak… Tüm bunlar insana inanılmaz bir adrenalin ve keyif veriyor.
Hep soruyorlar “korkmuyor musun?” kulağa çok ilginç gelecek ama bende yükseklik korkusu bulunuyor. 5. kattan aşağıya bile bakamıyorum. Ama uçmak, o uçuş takımları ile bütünleştiğimi hissetmek tüm yükseklik korkumu alıyor. “Abi 7 tane ip, bir de naylon bez parçası ile hiç akıl işi değil seninki” diyenlere “bir araba ile önünü görmeden, hatalı sollama yapmak daha büyük delilik” diyerek gülüp geçiyorum. 5000 metrede yaşadığım türbülans ya da diğer sıkıntılar bana önemli şeyler öğretiyor. Hayatta yalnız başıma bir sürü sıkıntı ile baş başa kaldığım zamanlarda da korkmadan, yılmadan, cesaretle üzerine gitmek için gereken gücü gökyüzünden alıyorum.
Eğitim ve gelişim süreçlerinizi tamamladıkça nasıl bir pilot olmak istediğinize karar veriyorsunuz. Ben önceleri hafta sonları uçan, gelişim gösteren bir pilottum. Şimdi ise Manisa’dan İzmir’e uçan ilk pilotum. Yarışma Pilotu olmak için THK’dan P5 Deneyimli Pilot lisansına sahip olmanız gerekiyor. Bunun içinde yazılı sınavlar da yer alıyor. Belirli uçuş saatini tamamlamanız ve daha alt klasman yarışmalarda veya XC (Cross Country) uçuşlarında THK’nın belirlediği mesafeleri yapmanız gerekiyor. Ayrıca acil durumlar eğitimlerini de tamamlamış olmak da bir kural olarak karşınıza çıkıyor. Yarışmalar da zorlu geçiyor diyebilirim. Her gün uçuş alanına indiğinizde sizi alıp yarışma komitesi hakemine götürüyorlar ve uçuş kaydınızı teslim ediyorsunuz. Yamaç paraşütü yarışmalarında, GPS’e yüklenen koordinatlarda giderek verilen görevi en son gol çizgisini geçerek tamamlıyorsunuz. Futbolda olduğu gibi çizgiyi geçemezseniz gol atamamış oluyorsunuz ve görev eksik kalıyor. Bu görevler o günkü hava ve rüzgâr koşullarına göre belirleniyor. Türkiye pilot sıralamanız ve Milli Takım için sıralamayı burada belirleniyor.
2013 yılında sınırları biraz daha aşıp, yeni yerler görme arzusuyla Brezilya’daki Yamaç Paraşütü Dünya Kupası’nda uçuyorum. Müthiş bir deneyim ve anılar ile ülkeme dönüyorum. Bu yarışmadan sonra XC (Cross Country-Uzun Mesafe Uçuşu) uçuşlarına merak sarıyorum. Havada daha uzun kalmak, daha uzun mesafeler giderek bir tepeden kalkıp başka bir ile, köye, kasabaya uçarak gitmeyi amaç edindim.
O günkü hava koşulları ne kadar iyi olursa olsun, iş en sonunda sizin pilotajınıza ve şansınıza kalıyor. Burada deneyim ve uçuş saatinizin size katkısı ortaya çıkıyor. En uzun uçuşumda Ankara Ayaş’tan Konya’ya 220 km mesafeyi 5 buçuk saatte kat ettiğimi çok iyi hatırlıyorum. Havada acıktığımda veya susadığım ne yaptığım merak konusu oluyor. Kolay, hızlı tüketim tüp çikolata ya da bisküvi, muz gibi atıştırmalıkları genelde uçuşta yanımda bulunduruyorum. Uçuş ekipmanımın (harness) içinde bulunan 2 litrelik suluğumdan havada ellerimi bırakmadan rahat rahat su içebiliyorum. Uçuş yapılan ve kalkış pisti (take-off) olan yerlerde kamp alanları da oluyor. Genelde konaklamalı uçuşlarda kamp atarak bu alanlarda kalmayı seviyorum. Anlayacağınız üzere hem yerde hem havada doğa ile iç içe almaktan çok keyif alıyorum.
Türkiye rekoru geçen sene yenilendi ve Ankara Ayaş ile Mersin Mut 368 km yeni rekor olarak yerini koruyor. Türkiye’nin hava, iklim ve termal aktivite şartlarında maksimum mesafelerin uçulduğu düşünüyorum. Çünkü Kuzey Yarım Küre’de güneş ve termal aktivite bu kadarına müsaade ediyor. Örneğin, Brezilya’da bu tarz uçuşlar yaklaşık 10-11 saat, 500-550 kilometre mesafelere çıkabiliyor.
Denizli Çameli’den kalkarak Sivrihisar istikameti, Ankara Ayaş’tan kalkarak Karaman istikameti, Kahramanmaraş Narlı’dan kalkarak Mardin Kızıltepe rotaları Türkiye sınırları içinde XC mesafelerin güzel yapıldığı, uzun süre havada kalabileceğiniz keyif ve adrenalin dolu parkurlar olarak kabul ediliyor. Dünyada eşi benzeri olmayan Muğla’daki Fethiye-Ölüdeniz ise bizim için bir mabet niteliği taşıyor. Çünkü Dünya’da deniz kıyısında bir anda 2000 metre çıkan başka bir dağ ve uçuş pisti bulunmuyor. Yerli ve yabancı binlerce pilot ve turist de burada uçmak için Ölüdeniz’e geliyor. Merakı olanlara, muhteşem manzarası eşliğinde bu doğa harikası yerde mutlaka uçmasını tavsiye ediyorum.
Son olarak yamaç paraşütüne başlamanın bir yaşı kesinlikle bulunmuyor. Eğer içinizde bu spora başlamak için bir heyecan ve istek varsa sizleri çevrenizdeki eğitmen arkadaşlarıma yönlendirmek için hazır olduğumu belirtmek istiyorum.
Her zaman söylediğim bir söz ile bu yazıma son veriyorum.
Rüzgarınız stabil, termiğiniz bol, inişiniz rahat olsun!
7 yıldır Borusan Cat'liyim ve Borusan Cat GİKA Satış Danışmanı olarak çalışıyorum. Seyahat etmeyi, yeni yerler keşfetmeyi seviyorum. Pozitif bir insanım. Yaptığım işlerde başarılı olmak tutkularım arasında ve edindiğim tecrübeleri paylaşmayı da seven biriyim. 24 yılı geride bırakarak söyleyebilirim ki en büyük hobim yamaç paraşütü.